25 Mayıs 2007

Karides ya da Justicia brandegeeana


İsmi komik. Yalnızca bizim yörede böyle adlandırıldığını zannediyordum oysa İngilizcesi de Shrimp plant. Bu bölgede hemen her evin tenekelerinin baş konuğu. Bakımı çok kolay, hatta bakmak bile gerekmiyor. Kışları soğuklardan pek etkilenmiyor (tabii bu bölgenin soğuklarından), yeter ki sulanmayarak kış uykusuna yatmaya zorlansın. Biraz yaprak döker gibi olsa da baharın ilk aylarında hemen canlanıp çiçeklerini açmaya koyuluyor. Bahçeler için önemi, bu çiçeklerin hep açması. Yazları fazla sulamak ya da aşırı susuz bırakmak yaprak dökümüyle sonuçlansa da toparlamakta gecikmiyor. Fazla güneş altında kaldı mı çiçeklerin etrafını saran kırmızılıklar soluyor. En iyisi en azından öğle sıcağında güneş altında kalmayacağı yarı gölgeli bir yere koymak.
Anavatanı Meksika'da boyu 1 metreyi geçmeyen çalılar halinde yaşarlarmış, ben teneke dışında hiç görmedim. Aslında yapraklarının fazla büyük olmaması bonsai olarak da değerlendirilmelerini mümkün kılıyor (tabii ki deniyorum).

03 Mayıs 2007

Brugmansia _ Patlıcan Çiçeği

ağaççık, çalı

İnternette şöyle bir baktım, Brugmansia için Türkçe bir karşılık yok, ben de bizim yörenin bu bitkiye verdiği adı benimsemeye karar verdim: Patlıcan Çiçeği. Aşağı sarkan çiçeklerinin çana olan benzerliği nedeniyle bitkiye çan çiçeği de deniyor ama bu ismi reddediyorum. Çan çiçeği olarak adlandırılan çok bitki var çünkü. Boru çiçeği adı da acem borusuyla karışır endişesiyle kullanmadığım bir ad.
Bitkiye şöyle bir bakınca patlıcan çiçeği adını nereden aldığını anlamak zor değil. Yaprakları, yaprakların dizilişi tıpkı patlıcanınki gibi. Çiçekler de benziyor, tek fark Brugmansia'nın çiçeklerinin devasa boyutu, bir de renkleri... Patlıcanın çiçekleri uçuk mor ya da eflatun oysa Brugmansia'nın esas olarak beyaz olmakla birlikte sarısı, portakal renklisi vs var. Bu vs de ne demekse...
Bitkinin anavatanı Güney Amerika. Kökleri sağlamsa hafif donlara dayanmakla birlikte esas olarak ılıman iklim seviyor. Fazla güneşten hiç şikayetçi olmamakla birlikte yarı gölgeye de itiraz etmiyor. Suyu da yazları ihmal etmemek gerekir.
Bunun dışında bakımla ilgili bir sorun yok. Buna karşın bizim patlıcan çiçeği tam beş senedir yaşam mücadelesi veriyor. Önce hemen dibinde yapılan inşaat çalışmaları, ardından mutfak katını sel suları altında kalmaktan kurtarmak için hemen üstünden geçirmek zorunda kaldığımız drenaj borusu, ardından yaşanan o korkunç soğuk kış... Ve her seferinde topraktan yeniden yükselmesini bildi. Belki de muzlar kesin korumaya aldıkları için ilk kez bu kış yapraklarını bile dökmeden sapasağlam ayakta kaldı ve gene ilk kez bu Nisan sonunda ilk kez çiçek açtı. Her sabah önce ona selam duruyoruz.
Patlıcan çiçeği adını sevmemin bir nedeni daha var. Patlıcan, domates, biber, tütün, petunya... Hepsiyle akraba. Solanaceae ailesinden.