18 Temmuz 2006

Ortanca

Çit-Çalı


Etiler'in eski halini hatırlayanlar bilir, bir ortanca cennetiydi. Soğuk kışları, serin yazları ve en önemlisi, bol rüzgarıyla Etiler sanki ortancalar için yaratılmış bir tepeler semtiydi. En muhteşem ortancaları orada gördüm (bir de Anadolu Kavağı'nda; ama oradakiler tek bir insanın ortanca hastalığına yakalanmış olmasından da olabilir).
Güney Ege'nin bu sıcak ikliminde de ortancalar rahatlıkla yetişiyor. Tenekelerde bile (tenekede çiçekler pek büyümüyor olsa da). Yalnız kesinlikle güneş görmemeliler ya da çok çok az görmeliler. Tam gölge onlar için ideal, hele de rüzgara nazır bir gölgelikse ortancalar tüm bir yaz çiçekleriye ortalığa neşe saçacaktır. Toprak isteklerine gelince: Asitli toprak dediklerinden, o da her ne demekse. Ama etraflarda çam ağaçları var da yere bol bol iğne atıyorlarsa o bakımdan da endişeye gerek kalmıyor. İğnelerin olduğu yerde toprak, bilindiği gibi, asitlidir.
Ortancaların çiçekleri genelde pembe ve tonlarında olur. Beyaz ve kırmızı da ayrı türler galiba. Ama mavi tonlarında çiçek elde edilmek isteniyorsa bunun bir iki hilesi varmış. Kimileri sirkeli sularla suluyor, kimileri sulama suyuna çivit katıyor. Denemedim, bilmiyorum.
Bu sene bahçedeki iki ayrı bölgede yetiştirdiğim ortancalar iki farklı tepki gösterdi. Öğleden sonra güneş görüp su vermeyi genelde unuttuğum ortancalar sırf çiçeğe boğuldu. Nispeten büyük çiçekler. Sabah güneşi gören, bol su verdiğim ama altından geçen drenaj borusu yüzünden suların akıp gittiği ortancalar boyumu geçti ama çiçek hemen hemen hiç açmadı. Acımasızca yarısını kestim. Şimdi gene yapraklanıp biraz serpildi ama hala çiçek yok.
Ortancaları çoğaltmak çok kolay: Budanmış sapları toprağa dikip suluyorsun. Hepsi bu. Budama sırasında ben galiba bir hata yapıyormuşum. Genelde çiçekleri soldu mu, yani sonbaharda yerin bir karış üstünden kesiveriyordum, tabii gözlere zarar vermeden. Ancak okuduğuma göre tüm yapraklarını dökmüş, ama kurumuş çiçekleri üstünde kalan bitkiyi taa yeniden yaprakları filizlenene kadar, yani Şubat başlarına kadar ellememek gerekirmiş. Sabredebilirsem bu yıl deneyeceğim.
Bu arada ortancalar da Doğu Asya kökenli, Japonya, Çin yani. Himalayalar ve Endenozya. Ortancagiller diye bir aile var mı, bilmiyorum, ailesinin Latince adı Hydrangeaceae.