22 Nisan 2009

Enginar

çalı, rizom
Enginar (Cynara scolymus) kadar beni şaşırtan bir bitki az bulunur. Her şeyden önce İstanbul'un sokaklarında temizlenip de satılmasına ve lüks gıda olarak sofralarımızı süslemesine alışkın bir insanın buraya gelip de her bahçede neredeyse kendiliğinden yetişen küçük çalıcıkları görüp de şaşırmamasına imkan yok. Enginar kadar kolay ve zahmetsiz bir bitki herhalde yoktur (bir de börülce için aynı şeyi söylerler). Sonbaharın sonlarında, güçlü bir yağmurun ardından birden yerden yaprak bitiyor, hızla büyüyor. Aralık ayına doğru sürgünler temizlenip başka yerlere ekiliyor. Bu da onların görüp göreceği tek bakım oluyor. Sümüklüböcek takıntısı olanlar isterlerse yapraklara, özellikle de goncaların yükseleceği noktalara yerleşmiş böcekleri tek tek temizleyebilir (nedense bu hayvanlar bu bitkiye bayılıyor). Sıra beklemeye geliyor. Ben zaman zaman çevrelerine de bakla ekiyorum. Hani hem baklanın azotu enginara gübre olsun diye hem de madem birlikte pişince çok güzel oluyorlar toprakta da yan yana büyüyüp birbirlerine destek olsunlar diye. Goncalar yeterince büyüyünce de saplarından bir güzel kesiliyor ve sonra afiyetle yeniliyor. Tabii birkaç goncayı bitkinin üstünde bırakmakta yarar var çünkü _ve bu da işte başka bir sürpriz_ bizler meğersem enginarın goncalarını yiyormuşuz. Bırakıldıklarında olağanüstü çiçekler oluyorlarmış. Ve bu çiçeklere bakıp da bunları devedikenine benzetmemek de mümkün değil. Nitekim devedikeni enginarın el değmemiş hali imiş. Bunu yazıyorum ama bu konuda çok da emin değilim. En azından şunu biliyorum ki her ikisi de, yani hem enginar hem de devedikeni, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarında olmazsa olmaz bitkiler. Galiba içerdikleri cynarin adlı madde karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına iyi geliyor. Büyüklerimiz söylerdi. Yılda en az bir kere enginar tüketmek gerekirmiş.
Benim için üçüncü sürpriz enginarın papatyagiller'den (Asteraceae) olması. Asterales düzeninden.



Kültürü yapılan enginar sistematikte, Asteraceae familyasında yer alır. Enginarın yer aldığı Cynara cinsi içinde üç yabani tür daha bulunur.

- Cynara cardunculus L.: Akdeniz'in kıyı bölgeleri ve Latin Amerika'da yaygındır.
- Cynara syriaca Boiss: Orta Akdeniz'de (Suriye, Lübnan, Türkiye, İsrail) yaygındır.
- Cynara Sibthorpiana Boiss ve Heldr: Yunanistan ve Ege adalarında yaygındır.

Kültürü yapılan enginar Cynara scolymus L. ise Cynara cardunculus L.'in değişime uğramasıyla meydana gelmiştir (Eser ve Özen, 199).
Enginar çok yıllık bir bitkidir. Topraküstü organlan bir yıllık, toprak altında bulunan esas gövdeyi oluşturan kök kısmı ise çok yıllıktır.
Enginar tohumuyla veya bitkilerin kök ve kökboğazlanndan oluşan dip sürgünleri ile üretilir. Halk arasında bu sürgünler piç olarak adlandırılır. Generatif üretim şekli olarak bilinen tohum ile üretimde dikkatli olunmaz ise büyük oranda oluşan yabancı döllenme ve açılma nedeniyle çeşit özelliğini kaybederek atavizm, yani yabanileşme meydana gelir. Bu nedenle enginar üretiminde vegetalif üretim şekli olan dip sürgünleri ile yapılan üretim şekli kullanılır. Dip sürgünleri ile yapılan üretimde alınan dip sürgünü alındığı bitkinin bütün özelliklerini taşır. Tohumla yapılan üretim ise genelde ıslah çalışmalarında yaygın olarak kullanılır.

Kök
Enginar kuvvetli bir kök yapısına sahiptir. Çok yıllık bir bitki olması nedeniyle toprak altında yetiştiği yıl süresince kalınlaşan ve odunlaşan siyah renkli bir rizom oluşturur. Bu rizomlar üzerinde etli yan ve saçak kökler oluşur. Yan ve saçak kökler genelde 50 cm toprak derinliğinde yayılmıştır. Hafif toprak koşullarında ise bu köklerin 1.5 m derine kadar inebildiği belirlenmiştir (Günay, 1993; Abak, 1987). Rizom üzerinde adventif (uyur) gözler mevcuttur, bu gözlerden sürgün ve yapraklar oluşur. Yapraklarda oluşan depo maddeleri rizomda birikir ve çok yıllık olan bitkilerin gelecek yıllardaki yaşamlarını sürdürmelerini sağlar. Rizom toprak altında Mayıs-Ağustos aylan arasında susuz bir ortamda kaldığı sürece yaşamını sürdürür. Sulanması halinde yeniden sürerek gelişir.

Gövde
Enginar gövdesi 50-200 cm boy alabilir. Gövde yuvarlak ve üzeri boyuna çizgilidir. Gövdede yeşil renk hakim olup bu renk bazı çeşitlerde antosyan oluşturması nedeniyle mor renge döner. Gövde üzerinde yapraklar almaşık olarak dizilmişlerdir. Bitki yaprak koltuklarından 2-5 adet yan dal oluşturabilir. Ana gövde ve yan dallar bir çiçek tablası ile son bulur. Bir enginar ocağından 10-15 adet ayrı gövde oluşabilir, ancak kalite ve verim yükseltilebilmesi için bunlardan 2-3 adedinin gelişmesine izin verilir.

Yaprak
Yapraklar çok değişik yapıdadır. Enginar yapraklan 50-80 cm uzunluğa ulaşabilir. Şekilleri uzun ve oval, hafif parçalı veya çok parçalı yapıda olabilir. Yaprak kenarları bazı çeşitlerde parçalı, girintili çıkıntılı (yerli enginar) olabildiği gibi bazı çeşitlerde düzgün ve geniş ayali (sakız enginarı) olabilmektedir. Yaprakların üzeri düz, gri ve yeşil, alt yüzleri ise beyaz ince tüylerle kaplı ve boz renklidir.

Baş
Bir enginar ocağında ana sürgün ucunda oluşan başa "baş enginar", yan sürgünlerde oluşan başlara ise "kol enginar" adı verilir. Çeşitlere göre değişmekle birlikte bir enginar başının çapı 3-15 cm, ağırlığı ise 200-700 g arasında değişir. Baş uzun, oval, uzun-oval, omuzlu oval, yuvarlak ve basık şekilli olabilmektedir (Abak, 1987). Baş büyüklüğü bakımından da çeşitler arasında önemli farklılıklar vardır. Bazı çeşitlerde baş çapı 5 cm iken bazılarında 10 veya 15 cm olabilmektedir. Baş yüksekliğide 6-13 cm arasında değişir. Başın brakte yaprakları da uzun-dar veya kısa-geniş olabilmektedir. Bazı çeşitlerde ise brakte yaprağının ucu dikenlidir. Yine bazı çeşitlerde brakte yapraklar sıkı olarak birbiri üzerine dizilmişken bazılarında oldukça gevşek bir yapı gösterirler. Brakte yaprakların boyu genellikle eninden büyük ve üçgen şekillidir. Başın dış tarafındaki brakte yapraklan koyu yeşil, iç kısmındakiler ise açık-yeşil renklidir. Buna karşılık bazı çeşitlerde brakte yapraklan menekşe-mor renkli de olabilmektedir (Violet de Provence çeşidinde olduğu gibi). Tüketim şekline bağlı olarak ülkemizde yetişen enginar çeşitleri farklı özellikler göstermektedir. Her ne kadar dünya ülkeleri arasında çok fazla bilinen bir sebze olmamasına rağmen günümüzde tüketim amacına yönelik çeşitler geliştirilmektedir. Ülkemizde yaygın olarak yetiştirilen çeşitler ve bunların özellikleri aşağıda özetlenmiştir.
Sakız enginarı: Ege bölgesinin İzmir, Çeşme ve Karaburun tarafında yaygın olarak yetişen çok erkenci bir çeşittir. Akdeniz bölgesinde de üretimi yapılmaktadır. Orta irilikte, sıkı ve hafif uzun baş oluşturur. Taze tüketime uygundur ve brakte yapraklan ile çiçek tablası yenir. Çiçek tablası çok geniş değildir. Çeşidin tipik özelliği yapraklarının parçalı olmayışı ve kenarlarının düz oluşudur.
Yerli enginar: Ege ve Akdeniz bölgesinde yetişir. Yapraklan parçalıdır ve başlar sakız enginarına göre daha küçük ve basıktır. Bu çeşidin bitkileri verime geç yatar ve daha küçük ve basık baş oluştururlar.

Marmara bölgesinin İstanbul ve Bursa yöresinde yetişen sofralık ve konservelik bir çeşittir. Oldukça iri ve basık başlı özellik gösteren bu çeşit aynı zamanda iri çiçek tablası taşır. Geçci çeşit olması taze tüketim oranını azaltmaktadır. İri çiçek tablası konserveye uygundur.

Çiçek
Enginarın sebze olarak değerlendirilen baş kısımları bitkinin çiçeğini oluşturur. Tüketilen kısım bir çiçek tomurcuğudur. Çiçekler erselik yapı dır ve bir baş 600-1200 adet çiçek taşır. Çiçekler mor-erguvan renktedir. Çiçeklenme çiçek tablasının dışından başlar ve merkeze doğru ilerler.
Çiçek 4-5 günde çiçeklenmesini tamamlar. Bu çiçek tomurcuğu üzerinde çok sayıda brakte yaprağı bulunur. Brakte yapraklarının iç kısmında çeşitlere göre değişen irilikte çiçek tablası vardır. Esas tüketilen kısım olan bu tablanın kenarlarında bir veya iki sıra dizilmiş mor-erguvani renkte çiçeğin taç yapraklan bulunur. Ortada ise erkek ve dişi çiçeklerden oluşan çiçek topluluğu mevcuttur. Eğer enginar başı hasat edilmezse bu taç yapraklar gelişerek brakte yapraklan arasından dışarı çıkar ve mor-erguvani renk alırlar. Tablanın ortasında bulunan çiçek topluluğu tüylerle çevrilidir. Bu tüylerin tabla ucunda ise tohumlar oluşur. Döllenmeden 35-40 gün sonra tohumlar olgunlaşır.

Tohum ve çimlenme özellikleri
Enginar çiçeğinin tozlanma ve döllenmesi tamamlandıktan sonra hem brakte yapraklar hemde taç yapraklar beyazlaşmaya başlar. Erkek ve dişi organlarının oluşturduğu tüysü yapı kurur ve tabla üzerinde tohumlar oluşur.
Tohumlar koyu kahverengi, siyah-mor renkli ve kırçıllıdır. Sert yapılı olan tohumlar 5-7 mm uzunlukta, 4-6 mm kalınlıkta olabilir. Bir gramda 15-25 adet tohum bulunur. Tohumlar çimlenme özelliklerini 4-6 yıl korurlar. Tohumların optimum çimlenme sıcaklıkları 20-30°C dir. Çimlenme için karanlık koşullar isteyen tohumlar 12-14 günde çimlenmesini tamamlar (Anonymous, 1996 b).

Yetiştirilme İstekleri
Ege Bölgesinde Eylül-Mayıs ayları arasında 9 ay süreyle gelişen enginar bitkileri, 3 ay süre ile dinlenmeye bırakılır. Bitkiler dinlenmeye bırakılmazsa meydana gelecek başlar küçülür, verim ve kalite düşer.

İklim isteği
Enginar ılık iklimlerde yetişen kışlık bir sebzedir. Çok soğuk ve sıcaktan hoşlanmaz. Kış aylarında sıcaklık 0°C altına düşerse yaprak ve başlarda önemli zararlar oluşur. 20°C üzeri sıcaklıkta gelişme yavaşlar, 25°C üzerinde ise gelişme durur. Sıcak ve kurak koşullarda baş sertleşir ve kalite düşer (Abak, 1987). Enginar üretilen bölgelerdeki ilk donlar da önemli zararlar yapar. Erkenci özellik gösteren çeşitlerde erkenci ve turfanda ürünün oluşumu engellenir. İlkbahar döneminde oluşan kurak ve sıcak havalar ise özellikle geçci konservelik çeşitlerde başların küçük kalmasına, gevrekliğinin azalmasına, acılaşmasına ve liflenmeye neden olur. Artan sıcaklık ile başlar hemen çiçeklenmeye geçer ve verim düşer.
Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde hüküm süren ılık ve nemli iklim şartları enginar üretimi için son derece elverişlidir. Optimum gelişme sıcaklığı 15-18°C'dir. Bunun yanında iyi bir hava nemi ve sulama koşullan sağlanmalıdır. Macit ve Şalk (1970) enginarın kışları donsuz, yazlan serin ve bulutlu hatta sisli geçen serin iklimi çok sevdiğini bildirmektedir.

Toprak isteği
Enginar çok yıllık bitki olması nedeniyle derin bünyeli, humusca zengin ve iyi drene edilmiş topraklardan hoşlanır. Çok hafif karakterli kumlu veya çok ağır karakterli topraklan sevmez. Hafif kumlu topraklarda daha erken verim alınması ve erkencilik sağlaması yanında başların küçük kalması ve verimin azalması en önemli dezavantajdır. Bu tip topraklarda çok iyi sulama yapılmalıdır. Ağır karakterli topraklarda ise çok yıllık olar. kökler havasız kalarak çürür. Enginar için toprak pH'sı 6.0-6.5 olmalıdır. Topraktaki organik madde miktarının ise % 2 civarında olması yararlı olun Güneye meyilli yamaç araziler ise erken ısınması nedeniyle erkenci enginar üretiminde başarılı olarak kullanılabilir.
bahcesel.com'dan alınmıştır.


Enginar deyip yapılan türlü yemekleri saymamak olmaz. Ama ne yazık ki ben yalnızca enginarı yetiştirmekten hoşlanıyorum. Ne enginar ne de yardımcısı bakla... Bu sebzeyi sevenler beni affetsin.

Hiç yorum yok: