Sarmaşık
Bodrum'da ilk kez görüp tanıştığımı sanırdım. Oysa bebekliğim onun altında geçmiş. Gene de benim ve bir sürü başka insan için gelin duvağı adı altında bembeyaz evleri süsleyen Bodrum'un bir simgesiydi. Şimdi Bodrum'a bakıyorum da simge çoktan Mehmet Sönmez işi kartpostallarda ve minik bodrum heykelciklerinde kalmış. Çok pislik yapıyor diye olsa gerek, her yerden sökülüp atılmış. Olsun, biz gene de buraların deyişiyle 11 ay için deli oluyoruz. 5 senedir yetiştirmeye çalışıyoruz. Kışlar burada biraz soğuk geçtiğinden (hatta biraz don bile yapıyor) ancak düz morları tutturmayı başardık. En dayanıklısı onlar. Her türlü rüzgardan ve soğuktan korunmuş ön kapının önündeki kırmızılar da bu yıl bayağı çiçeklendi. Ama onlar da galiba pek güneş görmediğinden bir tek Mayıs-Haziran'da çiçek açtı. Dış kapının üstünde ise gurur kaynağımız, çift renkli (çingene pembesi_beyaz) begonvilimiz var. Daha hassas olan sarı, turuncu renkli begonviller de yetiştirme inadına kapıldığımızdan bu sene onları büyük saksılara diktim. Kışları bahçenin daha korunaklı yerlerine taşır, böylece seneye onların yasını tutmak zorunda kalmam diye.Bahçede gene normal mor renkte ama çalı olarak büyütülen, yaprakları daha küçük bir begonvil çeşidi var. Onları çimlerin etrafına diktim. Sonbaharda bol çiçeğe boğulup sonra kara kışta (buranın kara kışı tabii) tüm yapraklarını döküyor. Sonra taa ertesi yıl Mayıs, hatta Haziran ayına kadar gözlerimiz onların üstünde, heyecanla yaprak vermesini bekliyoruz. Mevcut dallar üstünde yeniden yapraklanmasını bir türlü sağlayamadık. Her seferinde topraktan yeni sürgünler vererek baştan büyüyor. Bu yıl ne kadar çirkin gözükürlerse gözüksünler ilk yaprakların yeşereceği ana dek hiçbir şekilde hiçbir yerini budamamaya karar verdim. Seneye bugünlerde deneyin neticesini bu sayfaya bir dipnot olarak düşerim.
Bir cins begonvil daha var. Rengi kırmızıya daha yakın, yaprakları büyük ve gerçek bir çalı olarak büyüyor. Alışageldiğimiz begonvilden bambaşka bir havası var.
Aile: Nyctaginaceae
Üst aile: Caryophyllales
Telafuzu neredeyse imkansız bir aileye ve sınıfa mensup olup böcek yiyen bitkilerden ıspanağa, kaktüslerden bildiğimiz kaz ayağına bitki dünyasının en ilginç, sıradışı örnekleriyle akraba olan begonviller ne kadar az sulanırsa o kadar çok çiçek açmak gibi bir özelliğe sahip. Fazla su, yaprak ve dal bolluğuna yol açıyor.
İnternetten indirdiğim iki resimden de belli olduğu gibi begonviller bonsai yapmaya çok elverişli.
Benimki, umarım bir gün bu çelimsizlikten kurtulup göz dolduran bir hale gelir. Henüz 5 yıllık. Her yıl yeni bir şekle sokuyor kendini. Bu yıl nedense çiçek açmaya hiç yanaşmıyor.