03 Haziran 2006

Ebegümeci


Ebegümeci yemeği nenemin evinde mutlaka pişen yemeklerden biriydi. Severdim. Ispanak kadar değil ama olsun. Zaten sofraya ıspanak kadar da sık çıkmazdı. Sonra ebegümeci sofralardan kayboldu. Beyoğluna taşındığımızda Balık Pazarında her bahar bir iki kere rastlayıp hemen aldım. Buraya geldiğimde ise baktım, sokaklar dolu. Erken baharda kırlar ebegümecinin çiçeğiyle masmaviye dönüşüyor. Diğer evdeki bahçede de bol bol çıkardı. Bir keresinde yanlış zamanda toplamış olacağız ki bir türlü yeyip yutamadık. O gün bugündür ebegümecini sadece sokakta seyretmekle yetiniyorum. Bir de baharın müjdecisi olarak verdiği selamı alıyorum. Bizim bahçede nedense pek çıkmıyor. Tek tük. Neden bilmiyorum. Oysa semizotu sınır tanımıyor.
Ebegümecinin Latince adının Malva silvestris olduğu hatırlansın, Malvaceae ailesinden. Aynı ailenin gösterişli üyesi ise Japon gülünden (Hibiscus rosa sinensis) başkası değil. Bir de Abutilon var (galiba bazı yerlerde gülhatmi diye geçiyor). Bizim mütevazı ebegümecimiz betonlaşan kentler yüzünden yok olmaya doğru dört nala koşadursun Japon gülleri inanılmaz renklerde çiçeklerle tüm bahçelerin vazgeçilmez süsü olmuş.
Malvaceae ailesinin ticari açıdan en önemli ferdinin adını da yeni öğrendim: Pamuk (Gossypium).