ağaç
Portakala neden portakal deriz? Sadece biz değil... Portakal, Bulgarlar için 'portokal', Yunanlılar için 'portokali', Acemler için 'porteghal', Romanyalılar için 'potocala', Güney İtalya'da Neapolitenler için 'portogallo' ya da 'purtualle', Araplar için 'al-burtuqal', Gürcüler içinse 'phortokhali'... 15. yüzyılda portakalı Hindistan'dan getirip satanlar, Portekizlilermiş, yani 'Portekiz'den gelen.
Narenciye sözcüğünün kökü ise Sanskritçe: nāraṅgaḥ. Acemler nārang, Ermeniler nārinj, Araplar nāranj, İspanyollar naranja, Portekizliler laranja, İtalyanlar arancia ya da arancio demiş. Eski Fransızca'nın orenge'ı sonunda bugünkü orange'ı ortaya çıkarmış. Bir meyvenin yaptığı yolculuğu bundan daha iyi anlatacak bir şey var mı?
Çevremizdeki çoğu bitki gibi Çin kökenli olan portakal (Citrus sinensis), turunçgillerden (Rutaceae). En ilginç tarafı doğrudan çekirdekten yetiştirilememesi. Bir anaç _ki bu genelde turunç (Citrus aurantium) oluyor_ üzerine aşılanıyor. Söylentilere göre ekilen portakal çekirdeği portakal değil, gene turunç verirmiş.
Limonun aksine dona fazla dayanaklı değil. Gece soğukluğu 0'ın altına fazla düşmemeli. Diğer meyve ağaçlarının aksine yazın bol bol sulanmalı ve tıpkı diğer meyve ağaçları gibi hastalıklardan korunmalı. Bordo bulamacı ve yazlık yağ. Ayrıca arap sabunu-ispirto karışımı. Bunlar iyi netice veriyor.
Turunçgillerle ilgili ilginç bir ayrıntı: Meyvelerin renginin yeşilden sarıya ya da turunca dönmesi için havanın belli ölçüde soğuması gerekirmiş. Tropikal bölgelerde bu yüzden meyveler hep yeşil kalırmış. Renk, olgunlaşma işareti de sayılmıyor. Yemeden meyvenin tatlılaşıp tatlılaşmadığını anlamak mümkün değil.
Narenciye sözcüğünün kökü ise Sanskritçe: nāraṅgaḥ. Acemler nārang, Ermeniler nārinj, Araplar nāranj, İspanyollar naranja, Portekizliler laranja, İtalyanlar arancia ya da arancio demiş. Eski Fransızca'nın orenge'ı sonunda bugünkü orange'ı ortaya çıkarmış. Bir meyvenin yaptığı yolculuğu bundan daha iyi anlatacak bir şey var mı?
Çevremizdeki çoğu bitki gibi Çin kökenli olan portakal (Citrus sinensis), turunçgillerden (Rutaceae). En ilginç tarafı doğrudan çekirdekten yetiştirilememesi. Bir anaç _ki bu genelde turunç (Citrus aurantium) oluyor_ üzerine aşılanıyor. Söylentilere göre ekilen portakal çekirdeği portakal değil, gene turunç verirmiş.
Limonun aksine dona fazla dayanaklı değil. Gece soğukluğu 0'ın altına fazla düşmemeli. Diğer meyve ağaçlarının aksine yazın bol bol sulanmalı ve tıpkı diğer meyve ağaçları gibi hastalıklardan korunmalı. Bordo bulamacı ve yazlık yağ. Ayrıca arap sabunu-ispirto karışımı. Bunlar iyi netice veriyor.
Turunçgillerle ilgili ilginç bir ayrıntı: Meyvelerin renginin yeşilden sarıya ya da turunca dönmesi için havanın belli ölçüde soğuması gerekirmiş. Tropikal bölgelerde bu yüzden meyveler hep yeşil kalırmış. Renk, olgunlaşma işareti de sayılmıyor. Yemeden meyvenin tatlılaşıp tatlılaşmadığını anlamak mümkün değil.
Portakalın kimlik Kartı
Portakal, turunçgiller familyasından bir ağaç. Boyu 2-10 metre arasında değişiyor. Yaprakları sert, dayanıklı ve düz kenarlı. Kabuklarından portakal esansı elde ediliyor. Eczacılıkta ve gıda sanayisinde kullanılıyor. Çiçeklerinden de portakal çiçeği esansı yapılıyor.
Çeşitlerine gelince:
Portakalın çekirdekli ve çekirdeksiz çeşitleri var. Çekirdeksiz cins olan yafa portakalı Finike, Mersin ve Hatay'da yetişiyor. Kalın kabuklu ve uzunca meyveli. Kabuklarından reçel yapılır. Dörtyol portakalı ise çekirdekli. İnce kabuklu ve sulu. Washington (erken çeşit), çekirdeksiz, Güney Anadolu ve Doğu Karadeniz'de Rize çevresinde yetişiyor. Kalitesi özellikle Antalya ve Muğla (Fethiye, Marmaris, Köyceğiz) yörelerinde daha iyidir. Thomson daha düzgün, pürüzsüz kabuklu fakat daha az sulu ve daha açık renkli. Yafa iklim ve toprak istekleri bakımından seçici. Özellikle Mersin yöresinde yetişir. Elverişsiz koşullarda meyveler iri ve susuz, meyve kabuğu çok pürüzlü, kalın ve kaba olur. Verim azalır. Valancia geç olgunlaşan (Mart) bir çeşittir.
Bir de kan portakalı.
Bileşimindeki etken maddeler
Genel faydaları:
* Soğuk algınlığı, grip, kas incinmesi, kalp hastalıkları ve felçten korur,
* Portakal suyundaki bir antioksidan olan bioflavin damarları ve kılcal damarları güçlendirerek kalbin zarar görmesini engeller, ezik ve çürüklerin daha çabuk iyileşmesini sağlar,
* İçerdiği C vitamini ve folik asit sayesinde öksürüğü azaltır,
* Kanın pıhtılaşmasını,mide ve pankreas kanserini önleyici etkisi vardır,
* İçerdiği yüksek potasyum tansiyonun dengelenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda,içerdiği potasyum, cildin kuruyup kırışıklıkların oluşmasını da önler,
* Çocukların hastalıklardan korunması ve fiziksel gelişiminin tam sağlanması için gerekli olan cevherler dolu bir meyvedir.
* Kabuklarında bulunan uçucu maddenin bazı kanser türlerinin tedavilerinde çok önemli iyileştirici bir madde olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Cildi güzelleştirir
Yapısında karoten bulunduğu ve kanı temizlediği için portakal aynı zamanda cildi güzelleştirir ve ona tatlı bir pembelik kazandırır. Güney Fransa'da ve İtalya'daki köylü kızları, ciltlerinin parlaklığı ve pembeliğini portakala borçlu olduklarını söylerler. Kabuklarındaki esans sivilcelere sürüldüğünde biraz yanma yapar ama 2 ayda ortadan kaldırır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder